28 Temmuz 2008 Pazartesi


İnsanın kendini rezil etme kapasitesinin sonsuzluğu, bu konuda sınırları zorlayabilme şerefine erişmişlerin mi malumudur, yoksa zannedildiğinden de kapsayıcı bir durum mudur? Peki olmamışlık hissi, herkesin geçirdiği bir çocukluk hastalığı mıdır yoksa sadece bazılarının hayatını belirlemekle mi meşguldür? İnsanın kendisini sonuna kadar açmasının bir faydası var mıdır? Ya da bu işin sonu nereye kadar varır? Özeldi, geneldi ayrımını belirleyebilmiş kaç talihli bulunabilir? Ve benzeri sorular, beyaz yakalı olmanın hissiyatını yaşattığı için garip bir biçimde kendimi rahat hissettiğim işyerimde (işsiz bir beyaz yakalı olmanın ne demek olduğunu bildiğim için muhtemelen böyle bir rahatlık sözkonusu) beynime üşüştü. Dolup taşma kavramının anlamsızlaştığı sanal mekana ben de sığışayım dedim. Başka da bir sebep ararsanız ben kendim bulamadım ki başkalarına söyleyeyim.